15 Ekim 2013 Salı

GÖĞE BAKMA DURAĞI

İkimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım
Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından
Bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından
Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar
Şu aranıp duran korkak ellerimi tut
Bu evleri atla bu evleri de bunları da
Göğe bakalım

Falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım...

İnecek var deriz otobüs durur ineriz
Bu karanlık böyle iyi aferin Tanrıya
Herkes uyusun iyi oluyor hoşlanıyorum
Hırsızlar polisler açlar toklar uyusun
Herkes uyusun bir seni uyutmam birde ben uyumam
Herkes yokken biz oluruz biz uyumayalım
Nasıl olsa sarhoşuz nasıl olsa öpüşürüz sokaklarda
Beni bırak göğe bakalım

Senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım
Tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum
Bu senin eski zaman gözlerin yalnız gibi ağaçlar gibi
Sularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyor
Seni aldım bu sunturlu yere getirdim
Sayısız penceren vardı bir bir kapattım
Bana dönesin diye bir bir kapattım
Şimdi otobüs gelir biner gideriz
Dönmeyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç
Bir ellerin bir ellerim yeter belleyelim yetsin
Seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat
Durma kendini hatırlat
Durma göğe bakalım

TURGUT UYAR


14 Ekim 2013 Pazartesi

ÖĞÜT


Bu kibir niye?

Bu hırs niye?

Bu hadsizlik niye?

Başarısızlıkların ve başımıza gelen kötü şeylerin sorumlusu  hep başkaları mı?


Senin derdin de dert mi diyecek milyarlarca insan yok mu dünya üstünde?



Altı üstü hepimizin gireceği bir toprak değil mi?

Ayıp ettiğini, günaha girdiğini hiç mi düşünmezsin?



Hayatta en kötü şey tanımadığın ve durumunu bilmediğin insanlar hakkında  başkalarının anlatımıyla peşin hüküm ve olumsuz düşünceler beslemek.

İnançlıysan ve bunu her fırsatta dile getiriyorsan, unutma ki inancın gereği günaha girmeyip, kötü düşüncelerden beslenmemen gerekir.

Sen başkalarını senin istediğin kıvama getirmeye çalışıp, bir umudu gerçekleşecek sanıp bu konuda tavizler vererek önüne çıkan her olumsuzlukta hep bir başkasını suçlayıp nefret edersen ulaşacağın sonuç hep olumsuz olacaktır. 

Bırak birilerini sürekli eğitmeye çalışmayı. Akıl verdiğin kişi, belki de senin şimdi savunduğun düşünceleri çok önceleri hatmedip alacağını almıştır.

Kimsenin hakkını alma, kimsenin emeğini gasp etme, zaman çalma, düşünmeden çamur atma.

Sen hep kendinle yarış ve kendi kulvarındakilerle....


12 Ekim 2013 Cumartesi

YOKLUĞUNDA


Tam 1 yıl önce 11 Ekim sabaha karşı 04:00 de seni rüyalarım dışında bir daha asla göremeyeceğimi öğrendim.Sen gideli pek bir şey değişmedi. Deroşun 1 yaş daha büyüdü, benim bir kolum kanadım yine kırık ama ayaktayım, güçlüyüm, sağlıklıyım şükür, bir aradayız hep. Kızların, torunların, eşin kenetlendik her zamanki gibi desteğiz. Emanetine çok iyi bakıyoruz. Handen evlendi. Yakışıklı ve iyi yürekli bir damadımız var, tanısan çok severdin.

Ama dünya yine kötü,insanlar yine bencil,acımasız. Yine para herkesi esir almış durumda, ülkenin halini ne sen sor ne ben söyleyeyim. Bugün örneğin, kendini evinde asan bir annenin kızları ve eşinin feryatlarına bizzat şahit oldum, kanım dondu. Anlayacağın insan denen canavarlar yine kendilerini yemekte.

Dualarım hep seninle umarım gittiğin yerde huzurlusundur. Her evladın kıymet bilmediği gibi zaman zaman kalbini kırmışlığım var. Bir buna hayıflanıyorum. Seni çok özledim. Hep kalbimdesin, özlemin çok. Her kalp kırgınlığımda göğsünü arıyorum, o zaman babama, ablalarıma veya Deroş'a sarılıyorum. Ama sen de yanımdasın biliyorum reçelim Annem..Işıklarla uyu...


NOT: Uzun zamandır yazı yayınlamadığım için okuduğum kitap ve izlediğim filmler güncel değildir. En kısa sürede eklemeleri yapacağım. Sevgiyle kalın...

28 Nisan 2013 Pazar

SARHOŞ OLUN

Hep sarhoş olmalı. Her şey bunda; tek sorun bu. 

Omuzlarınızı ezen, sizi toprağa doğru çeken Zamanın korkunç ağırlığını duymamak için durmamacasına sarhoş olmalısınız.

Ama neyle?

Şarapla,
şiirle
ya da erdemle,
nasıl isterseniz.
Ama sarhoş olun.

Ve bazı bazı, bir sarayın basamakları, bir hendeğin yeşil otları üstünde, odanızın donuk yalnızlığı içinde, sarhoşluğunuz azalmış ya da büsbütün geçmiş bir durumda uyanırsanız, sorun, yele, dalgaya, yıldıza, kuşa, saate sorun, her kaçan şeye, inleyen, yuvarlanan, şakıyan, konuşan her şeye sorun; “Saat kaç?” deyin. Yel, dalga, yıldız, kuş, saat hemen verecektir yanıtı size: “Sarhoş olma saatidir! Zamanın inim inim inleyen köleleri olmamak için sarhoş olun durmamacasına! Şarapla, şiirle ya da erdemle, nasıl isterseniz.”

Charles BAUDELAİRE
Paris Sıkıntısı


18 Ocak 2013 Cuma

HERKES KENDİ GÖRDÜĞÜNE DOĞRU DER

İki insan bir noktaya bakar dururlar
Herkes kendi gördüğüne
doğrudur der ya
Benim için benim hayalim doğru be insan
Senin için senin hayalin doğrudur ey can
İnsana yön göstermek çok zor be ey can
Ruhun alabildiğini
aklın anlamaz
Senin yüreğinde yatan en doğrusu can
Senin ruhunda yatan en doğrusu can
Bu bir masal bir hikaye değil be ey can
Doğada var bu gerçekler anla be ey can
Doğa sana tüm gerçeği söylüyor ey can
Doğayı anlamazsan çok zor be ey can
Senin doğan senin ruhun,
saygı göstersen
Sevgini hiçbir zaman eksik etmesen
Aklın gücü ruhuna yetmez be ey can
Aklın gücü doğana yetmez be insan