20 Kasım 2011 Pazar

GÜNDEN KALAN

Bundan sonra, yazı olmayan günler için, günden geriye kalanları  paylaşacağım  sizlerle. Umarım keyif alırsınız.


GÜNÜN CEP SÖZÜ:
Kendi bahçesinde dal olamayan, girmiş bahçeme ağaçlık taslıyor.Özdemir Asaf

GÜNÜN ATATURK SÖZÜ:
Saygısızlığın, tecavüzün küçüğü, büyüğü yoktur.

GÜNÜN ŞARKISI:
Yanıma gel- Halil Sezai

GÜNÜN DERİN SÖZÜ:
Ben odamı dağıtacağım, oyunum bitince birlikte toplayabilir miyiz anneceğim?

GÜNÜN ANNE SÖZÜ:
Odan senin alanın tabii dağıtabilirsin, işim olmazsa birlikte toplarız dert etme...

GÜNÜN OLAYI:
Tahrir Meydanı karıştı. 507 ölü var.

GÜNÜN FİLMİ:
The secret ın their eyes/El Secreto de Sus Ojos/ Gözlerindeki Sır



2010 yılı en iyi yabancı film oscarını Arjantin adına alan  filmde,1999 yıllarında gerçekleşen bir olayı geriye dönük olarak anlatılıp, 1974 yıllarına kadar gidilmektedir.Görevinden yeni emekli olan sorgu müfettişi Benjamin, mazisi 25 yıl önceye dayanan bir tecavüz-cinayet vakasının romanını yazmayakarar verir. Kısa bir süre sonra cinayetin acı dolu hatırası üzerine düşünmek, Esposito'nun güncel yaşamının detaylarını aydınlatmaya başlar ve Onu, duygularına ayna tutarak saplantılı bir aşkın ördüğü ağ ile yüzleşmeye zorlar. Ben bu filmi izlediğimde çok etkilenmiştim. gereksiz uzatmalar ve 25 yıl öncesindeki Benjaminin, görsel olarak pek değişmemiş olması durumu dışında, sona ulaşmak için soluksuz izledim.
Aslında herşey basit ayrıntılarda gizlidir. Sadece görmesini bileceksin. Sır nedir ki aslında görmesini bilene de diyebiliriz? Ve asıl önemli olan, herkesin bir şeylere olan zaafı meselesi. Hangimizin yok ki?


GÜNÜN KİTABI:
İkinci Yarısı-Ece Temelkuran




Yazmaya başlama sebebim...Bu kitap için ne söylesem azdır diyebilir. Bildiğimiz gerçekler, ancak bu kadar kesin, kısa ve etkileyici olarak anlatılabilirdi ki. Uzun zamandır okuduğum kitaplar arasında altını çizip çizip, dönüp dönüp okuyarak, kızım için üzerine ufak notlar yazdığım bir kitapla karşılaşmak süperdi. Her önüme gelene şiddetle tavsiye ediyorum şu sıralar ve güzel dönüşler, teşekkürler alıyorum. İyi ki varsın Ece Temelkuran, orada biryerlerde senin gibi birilerinin olduğunu bilmek güven veriyor....


GÜNÜN YEMEĞİ:
Sarımsak soslu makarna


GÜNÜN KÖŞE YAZISI:

KİM O?..

20 Kasım 2011 Bekir Coşkun

Depremden bir süre sonra, aklımda kalan bir fotoğraf:
Bir felaketzede, muhtemelen evinden geri kalan bir eski tahta kapıyı sırtına almış götürüyordu...
Nereye?...
O da bilmiyordu belki...
*
Uzun zaman o afetzede adamı ve kapısını düşündüm... Düşündükçe yavaş yavaş kapı benim sırtıma geçti...
Sırtımda bir kapı ile dolanmaya başladım bir zaman...
*
Ben de kapımı kimseye vermezdim...
Çünkü duvarları kimse girmesin diye yaparlar, varsın yıkılsın...
Ama kapı girilsin diyedir...
Gelendir...
Beklemektir...
Kavuşmaktır...
Umuttur kapı...
*
En çok yalnız insanlar kapıların anlamını bilirler...
Yazı hocam, ustam Ahmet Nadir, İstanbul’da bir apartmanda yapayalnız yaşadığı yıllarda yazmıştı o şiirini:
“Kendi kapımı çalıp, merdiven altına saklandım kimi geceler
Komşular
Kimsesi yok demesinler...”
*
Duvarlar olmasa olmasın, alıp giderdim kapımı...
Boş arsada arada bir geçerdim içinden...
Belki arkasında oturur, belki de arada bir “Kim o?” derdim...
Ya da canım mı istemedi; hani evde yokmuşum gibi yapardım, boş arsadaki kapımın arkasında...
Ama bir hasret, bir özlem, bir umut varsa...
Durup durup seslenirdim:
“Kim o?..”
Kimse varsa da...
Yoksa da...
*
O adam...
Kapısını sırtına almış giden adam...
Aslında kapıyı değil, o kapıdan gelecek olanları kaybetmek istemiyordur belki...
Belki kapı olmazsa “gelmezler” diyordur...
Belki yitirmek istemediği kapının çalınışıdır...
Ya da açılışı...
Özlemini taşıyordur aslında sırtında...
Umuttur sırtındaki kapı...
*
Ben de olsam...
Kapımı kimseye vermezdim...
Çalsa da çalmasa da seslenirdim:
“Kim o?..”
*
20 Kasım 2011 tarihli, Bekir Coşkun yazısı- Cumhuriyet Gazetesi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder