19 Aralık 2011 Pazartesi

GÜNDEN KALAN

GÜNÜN SÖZÜ:
Mala mülke olma mağrur, deme var mı ben gibi? Bir muhalif yel eser, savrulur harman gibi. MEVLANA

GÜNÜN ATATÜRK SÖZÜ:
Ne kadar zengin ve refah olursa olsun, istiklalden mahrum bir millet, medeni insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye layık sayılamaz.

GÜNÜN DERİN SÖZÜ:
Anne ben, bana istediğim o şeyi almadığın için suratımı asmıyorum. Canım surat asmak istediği için asıyorum.

GÜNÜN ANNE SÖZÜ:
Zamanlaman harikaymış Derinciğim...

GÜNÜN OLAYI:
Kuzey Kore'yi 17 yıldır yöneten Kim Yong-il öldü.

GÜNÜN ŞARKISI:
Kol Düğmeleri- Barış Manço

GÜNÜN YEMEĞİ:
Kremalı Mantar-Spagetti eşliğinde..


GÜNÜN FİLMİ:
Fireflies in the garden- Bahçemdeki Ateş Böcekleri
Bahçemdeki Ateş Böcekleri

Dennis Lee 'in yönetmenliğini yaptığı film; yarı otobiyorafiktir. Film, çocukken yazar babası Charles (Willem Dafoe) tarafından psikolojik bakımdan incitilen yazar Michael'ın (Ryan Reynolds) evini ziyarete gittiği sırada annesi Lisa'nın (Julia Roberts) hazin bir trafik kazasına kurban gitmesinin ardından geride bıraktığı ailesi ile tekrar kişisel bir bağlantı kurmaya çabalamasını anlatıyor. Hikaye, aşkın karmaşasını ve bir ailenin parçalanışını bir trajedi ile anlatmaktadır.
Ben bu filmi, psikolojik bozukluğu olan bir babayı canlandıran Willem Dafoe'nin performansı için izlenmesini öneriyorum. Ebeveyn olmanın nasıl bir sorumluluk olduğunu çok iyi anlayacağınızı umuyorum. İyi seyirler

GÜNÜN KİTABI:
Korkma İnsancık Korkma- Turgut Özakman

Tiyatro eserleri ve tarih kitapları ile tanınan Özakman'ın ilk kitabıdır.  Fikirlerine saygı duyduğum bir arkadaşımın tavsiyesi ile okudum. Bu kitabı okuduğumda henüz Şu çılgın Türkler ve diğer yapıtları henüz yayınlanmamıştı. Bu kitaplardan oldukça farklı bir tarz içeriyor konusu itibarıyla.Cumhuriyetin kuruluş yıllarının sancılı döneminde, geçen bir aşk hikayesi anlatılan. Neden insanların Cumhuriyete ihtiyacı olduğu sorusunun cevabını ve o dönemde yaşayan insanların düşünce biçimini çok yakından tanıyorsunuz. Müslüman ve gayrimüslimlerin o dönemdeki ilişkilerini,  birbirlerine ve dinlerine olan saygılarını tarih bilgisi alarak ve aşk romanı okumanın keyfini sürerek öğreniyorsunuz...
"Periler padişahının kızı Züleyha gibi çırılçıplak saçlarını beline akıtmış, ayakta duruyordu. Su tanecikleri inci dizisi gibi teninden aşağı süzülüyor, su almak için eğilip doğruldukça, ıslak kalçaları Balkız'ınkiler gibi kabarıp sönüyordu. Birden yan dönünce, soluğum kesildi... Sevdiğim her şey onda toplanmıştı."

GÜNÜN ŞİİRİ:
Ölmeyin

‎Yavaş yavaş ölürler
Seyahat etmeyenler,
Yavaş yavaş ölürler okumayanlar,
Müzik dinlemeyenler,
Vicdanlarında hoş görmeyi barındırmayanlar.
Yavaş yavaş ölürler,
İzzetinefislerini yıkanlar
Hiçbir zaman yardım
İstemeyenler.
Yavaş yavaş ölürler
Alışkanlıklara esir olanlar,
Her gün aynı yolları yürüyenler,
Ufuklarını genişletmeyen ve değiştirmeyenler,
Elbiselerinin rengini değiştirme riskine bile girmeyen,
Veya bir yabancı ile konuşmayanlar.
Yavaş yavaş ölürler
İhtiraslardan ve verdikleri heyecanlardan kaçınanlar,
Tamir edilen kırık kalplerin gözlerindeki pırıltıyı
Görmek istemekten kaçınanlar
Yavaş yavaş ölürler.
Yavaş yavaş ölürler
Aşkta veya işte bedbaht olup istikamet değiştirmeyenler,
Rüyalarını gerçekleştirmek için risk almayanlar,
Hayatlarında bir kez dahi mantıklı tavsiyelerin
Dışına çıkmamış olanlar.
Yavaş yavaş ölürler...

Pablo Neruda


GÜNÜN KÖŞE YAZISI:
Uzuuuun uzun anlatmayayım 


Türkiye’de... 
“Savaş suçlusu” ilan edilen 
Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan Ankara’ya inen Başbakanımız, 
“Hitler”e benzetilen İsmet İnönü’nün önünden geçip, “diktatör” damgası yapıştırılan Atatürk’ün mozolesine çiçek koyduktan sonra, “katliam” arşivlerini açmamakla suçlanan Genelkurmay’a 
gelip, “soykırım”cı denilen Fevzi 
Çakmak Salonu’nda YAŞ’a katıldı.


Bilahare...
Sarkozy’ye mektup yazan 
Başbakanımız, “Türkiye’de soykırım yok” diyeni hapse tıkacak yasaya dikkat çekti, Türk ulusunu hedef alan hasmane tutumları hayretle karşıladığını söyledi.


Yetmez ama evet yani.


Aklınızda bulunsun...
Fransızca oui yazılıyor.
Vıyyy diye okunuyor! 
Yılmaz Özdil

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder