9 Aralık 2011 Cuma

KENDİMİ PIRILTILANDIRIYORUM


Tanrıya bir teşekkür mektubu yazma vakti geldi sanırım. Sanki herşey çorap söküğü gibi ardı ardına çözülecek gibi. Buna inanmak istiyorum en azından. Bütün bunlara, merkeze kendini koymakla ulaşılabiliyormuş. Gönderilen tüm sinyalleri anlayıp anlayıp sırası değil şimdilerle savuşturmuşum.

Artık zamanı geldi. Tavuskuşu misali, küllerden yeniden doğmak için vakit kaybetmemeli. Şu kuantum bıdı bıdıları, hiç bir zaman ilgimi çekmedi. Ama bir yerlerden kulağıma çalınmış birşey var. Sen ne istersen, başarabilecek enerjiyi çağırırsın. Ama çalışmadan gelmesini de bekleyemezsin tabii.

Biliyorum ki enerjini tüm çevrene bulaştırırsan onlar da bu iyi şeyden nasiplerini alıyorlar. Almayanlarsa kelebek misali dağılıyorlar. Kelebekler, tehlike anında sürüden ayrılarak farklı yönlere kaçışırlar ve tehlike bittiğinde tekrar toplanırlar. 150.000 çeşidi bulunur onların ve olumlu özellikleri ve güzellikleri ile sevdiğim kanatlılardır. Sadece bu özellikleri ile korkak  insanlarla benzeştirdim.  Onlar niye tehlike anında dağılıyor, çünkü  dayanıksız olduklarının farkındalar. Tıpkı bazı insanların kendilerini bilmesi gibi.  Ama bu insanların bilmediği bir şey var. Cesur insanlar kendileri gibi cesurlarını bulup, enerjilerini birleştirip, güçlüklerden birlikte kurtuluyorlar. İyi günde, kötü günde diye güzel bir söz var ya tıpkı onun gibi, kaçışan iyi güncüleri hayattan çıkarmak gerek yani.


Tabi ki berbat hissedilen, bitilen anlar olacak. Birçoğumuza  oluyor şu an da bile. En azından iyi hissedilerek karşılamalı bu anları.  Elde kar olsun iyi hissetmeler. Kötü hisler varken gelince felaketler, çift kaşarlı etki yapıyor çünkü.

Yazma sürecimin başlamasına  bu yukarıda bahsettiğim durum sebep oldu galiba. Yani paylaşmaktan zevk almayı fark etmek. Bu sosyal medyada beğendiğiniz şarkı, yazı veya video paylaşmaktan biraz daha farklı. Onları küçümsemiyorum. Zira paylaşımın büyüğü, küçüğü olmaz. Kendi yazdığını paylaşmak biraz daha keyifli o kadar.  Herkesin anlatacağı bir şeyler var mutlaka,  sadece farklı olarak artık beynime değil de bilgisayarıma kaydediyorum.

 Bir de ben, yaşımın bana getirdiği en iyi şeyin zirvesindeyim. Artık olgunlaşma zamanıdır. Zaman o kadar değerli ki. Bir de başarılırsa, kaymaklı kadayıf, yeme de yanında yat. Laf aramız da ben kaymağı da kadayıfı da sevmem. Benim için en iyisi Bitter tadında olan galiba... ACIDAN BESLENMEK DİYE BUNA DENİR.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder